MHP Genel Başkanı Bahçeli, terörist başı Abdullah Öcalan için 'Umut hakkı' şartını öne attı. "Şayet tecridi kaldırılırsa gelsin, TBMM’de DEM Parti toplantısında konuşsun. Terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini haykırsın" dedi.
KİTABIN ORTASINDAN GELEN TEKLİF:
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında oldukça ilginç bir telifte bulundu. “Kitabın ortasından konuşacağım” diyerek başladığı konuşmasının son bölümünde Abdullah Öcalan’la ilgili geride kalan haftadaki sözlerini hatırlatan Bahçelii bu kez öyle ifadeler kullandı ki duyanlar, kulaklarına inanamadı. Konuşmasının son bölümüne, “Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, “Umut Hakkı”nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın” diyen MHP Lideri Bahçeli, “Belki bugünden sonra tarihin akışı daha farklı olacaktır. Belki bugünden sonra ülkemin şafağı bir başka sökecektir. Belki bugünden sonra Türkiye'nin prangaları tamamıyla kırılacaktır” ifadelerini kullanarak, “Bugün kitabın ortasından ve hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayacak nitelikte konuşacağım. Muazzez milletimizin ayak bağlarını kalıcı olarak çözmenin kim bilir belki de ilk adımını atmış olacağım” dedi.
İŞTE BAHÇELİ'NİN O KONUŞMASI:
“DEM’e uzattığım el günlerdir konuşuluyor, günlerdir tartışılıyor. Dedikodu borsası rekorlar kırıyor. Önüne gelen kendi mizaç ve meşrebine göre değerlendirme yapıyor. Son iki haftadır görüş ve düşüncelerimi berrak ölçüde açıklayıp samimi niyetimi paylaşmış olsam da, birileri yine rahat durmuyor, ısrarla samanlıkta iğne arayışına, karanlıktan aydınlığa taş fırlatmaya kalkışıyor. Sözlerimin altı doldurulmalıdır diyenlerden tutun da, yeni bir çözüm sürecinin pişirildiğini iddia edenlere kadar pek çok iddia ve ifade malumlarınız olacağı üzere gündeme gelmiştir. Bir eski Meclis Başkanı işgüzarlık ve işportacılık mantığını siyaset zannederek kafasının içinde ne kadar kir pas varsa ortaya dökmüştür. 'Adına isterseniz kuşkonmaz deyin, yeni bir sürece ihtiyacımız' var sözleriyle boşa sallayıp nasıl dolu tutarım hevesine kapılmıştır. Türkiye’nin yeni bir çözüm sürecine değil, ortak aklı çalıştırmaya, dürüst ve samimi adımlara, dış dayatmalara kapalı durmaya, bin yıllık kardeşliği daha da kuvvetlendirmeye ihtiyacı vardır ve olmalıdır” yurumu yaptı.
DEVLET BAHÇELİ'DEN 3 HÜKÜM:
Uzun bir konuşmanın ardından merakla beklenen açıklamayı yapan Bahçeli, ''Birinci hüküm cümlem şudur: TBMM’de her meselenin ele alınıp milli ve müşterek akılla çözümü mümkün ve hatta mecburidir. Eğer terörsüz bir siyaset, terörsüz bir ülke, terörsüz bir gelecek hususunda herkes ittifak halindeyse o halde değil elimizi taşın altına koymaya, gövdemizi koymaya varız ve buradayız. Geçen haftaki grup konuşmamda demiştim ki; Türkiye’ye getirilirken, 'her türlü hizmete hazırım' diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin… Bu çağrımın içyüzünü henüz anlamayan, anlasa bile işine gelmediğinden saptırmaya çalışanlar çok sayıdadır'' ifadesini kullandı.
Türk ve Türkiye Yüzyılında terörü sıfırlamak, milli birlik ve beraberliği çelikleştirmek amacına matuf ikinci hüküm cümlem şöyledir: Teröristbaşı işin içinde olmazsa bir şey çıkmaz diyenlere de sesleniyorum; şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, 'Umut Hakkı'nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız; vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız. Türkiye ve Türk milleti için her fedakârlığı yapmaya, her çileye katlanmaya, lazım gelen her adımı atmaya kararlıyız, inançlıyız, tarih huzurunda diyorum ki, yeminliyiz. 'Yeni Yüzyıl, Yeni Hayat, Yeni Türkiye' temelinde bagajları boşaltalım ve milli ülküleri hep birlikte yakalayalım.
Üçüncü hüküm cümlem de şu şekildedir: Diyarbakır annelerinin sessiz çığlığı duyulmalı, evlatlarıyla buluşmaları sağlanmalı, hepsinin yüzü güldürülmeli, sorunun kaynağı olanlar harekete geçmelidir. Bilinmelidir ki, uzattığım elin bir mesajı da budur” şeklinde partililerine ve Türk Milleti'ne seslendi.