Ne güzel bir pazar gecesi..
Ne güzel bir geçmişi hatırlama..
Ne güzel bir laf ''Eski Kayserispor geri döndü'' sözü!
Jakirovic'ın Kayserispor'un başına gelişi ve takımın yükselmeye başlamasıyla birlikte, bir yöneticiye söylemiştim, ''Bu Kayserispor, Fenerbahçe ve Galatasaray deplasmanlarından en az 1 puan alacak'' diye..
Ama ne yalan söyleyeyim, 9 eksikle İstanbul deplasmanına gidince, ''umarım farklı yenilmeyiz de averajımız bozulmaz'' diye de düşünmedim değil..
Peşine önce Bodrum, sonra Sivas puan kaybedince, ''Fener'e farklı yenilmezsek, problem yok'' hesabı yapıyordum..
Maç başlayıp, 5-4-1 taktiğini görünce de, Galatasaray- Bodrum maçının bir benzerini izleyeceğimizi düşündüm.
Netice de, rakip Fenerbahçe.
Şampiyonluk için kazanmak zorunda.
Bunun aksini düşündüğünü iddia eden bir kaç kişiden fazlasının da söylemlerine inanmam.
Bunlardan 2 kişiye ben şahit oldum.
İlki Nurettin Açıkalın..
Hafta içi bir görüşme de Başkan Nurettin Açıkalın, ''Fener'i de yenelim de'' demişti.
Başkan olarak başka ne diyecekti ki, ''Fenerden 3-5 fark yemeden dönelim de'' diyecek değildi ya!
Derken, o inanmışlığı atlamışım.
Bir de minik İkra..
Bir Kayseri aşığı İkra..
Onun için önce Kayserispor, sonra Erciyes FK..
Kayserispor deplasmandaysa, öğlen Erciyes FK maçında, akşam Kayserispor için tv karşısında..
Yok Kayserispor evindeyse, Salı gününden başlar, ‘’Yavuz amca, biletimi yükletmeyi unutma’’ demeye..
Bu Pazar da o günlerden birisinin kopyası oldu.
Cumartesi günü haber yolladı, ‘’Yarın Erciyes’in maçına gideceğiz. Unutma’’ diye.
Valla bu ben kız hayatıma girmeden bu kadar gitmedim Erciyes FK maçlarına.
Ve öğlen sonu Erciyes FK maçına gittik.
İkra, babası ve ben.
Stadyumda, laf akşamki Kayserispor maçına gelince; ''Yavuz amca, Kayserispor kaybetmeyecek.''
Hatta daha da iddialı bir laf etti; ''3 gol atacağız.''
Anlattım zor maç olduğunu. Eksiklerimizi, Fener’in şampiyonluk için sahasında puan kaybetme lüksünün olmadığını..
3 golün değil, gol atmamızın bile zor olduğunu.
''Kayaserispor Kaybederse sana ellerimle pasta yapacağım. Kazanırsa, sen pasta yaptıracaksın'' dedi.
Erciyes FK maçı bitti, ayrılırken de ‘’Malzemeleri şimdiden al sen’’ diye de laf attı.
Maç 1-0 oldu. İkra aradı.
''Bu maçtan puan ya da puanlar alalım sana 2 katlı pasta feda olsun'' dedim.
Ve maç 3-3 bitti.
İkra'nın babasıyla konuştum.
Onlar mutlu, ben mutlu.
İkra'nın temiz kalbi, iyi dilekleri, futbol şansını bize çevirdi.
Ve biz bugün kaybetmeyi unutmuş bir takım haline geldik.
Minik bir kız çocuğunun kalbindeki inancı, takımına olan güvenini arşa çıkarttık.
Bugün Kayserispor, deplasmanda Real Madrid ile oynasa o yine Kayserispor’a güvenir.
O yine Kayserispor’un kazanacağından şüphe duymaz artık.
Daha 3-4 ay öncesini hatırlıyorum da..
''Kayserispor küme düş..'' ''Düştük gibi'' gibi manşetleri okuyorduk her maç sonrası..
Şimdi mi?
Küme düşmeyi konuşmak şöyle dursun, ekstradan 5 hafta daha olsa Avrupa hesapları yapıyor olurduk.
Öyle bir Kayserispor olduk.
Öyle bir Kayseri olduk.
Öyle bir camia olduk.
Minik İkra’ların yüreğindeki inancın çiçekler açmasını sağladık.
Sadece bunun için bile emeği geçen herkese Teşekkürler !