31 Mart'a sayılı günler kaldı.
Bir tarafta diğer partilere göre AK Parti'nin sevilmeyen başkanı (!) Ahmet Çolakbayrakdar.
Bir tarafta İYİ Parti'nin PR çalışmasını tam yapamayan ve kendini bu kadar kısa zamanda vatandaşa olduğu kadar (!) anlatan Yurder Şahin.
Bir tarafta CHP'nin adı da yok, kendi de yok başkan adayı Mustafa Yıldız.
Bir tarafta ödemediği borcu yüzünden alacaklısı ve seçmeni olan vatandaşın minareye çıktığı Önder Narin..
Ve diğerleri.
Diğerleri derken DEVA'dan Kadir Türkmen'e de 1-2 çift söz etmek isterim.
Kazanamayacağı bir yarışa girip, birçok belediye başkanından daha fazla çalışması mest etti beni.
Saygımı kazandı, sokak sokak gezdiğini bizzat kendi gözümle gördüğüm bir isim olduğu için.
Kocasinan'da gezmedik yer, konuşmadık vatandaş bırakmadı resmen.
Dedim ya, birçok başkan adayından daha çok çalıştı.
Hani şöyle daha dişli bir partide olsa derdim ki; ''Bu adam seçimlerde denge unsuru olur''
Ama yine de umarım sırf bu emeğinden ötürü hatırı sayılır bir oy alır da, harcadığı emeğin karşılığı olur.
Gelelim diğerlerine. Yani tek tek saydığımız isimlere.
Ve sondan başlayalım yazmaya.
Rusya'dan Himmetdede'ye, Mahzemin'den seçmenine hitap ettiği Kocasinan'a hatta Melikgazi'den Talas'a kadar ''takmadığı'' adam yok denilen birisi Önder Narin.
Borç harç içinde yüzüyor. Beki çıkış noktasını da belediye başkanlığı görüyor.
Çünkü bu kadar borç, oturduğu villayı satmakla bile ödenmez.
Adamın villasının içinde bile cami var, o da ayrı bir konu da!
Tüm bunların artısı, biraz da kurnaz zat-ı şahaneleri.
Ağzının güzel laf yaptığını düşündüğünden olsa gerek, Kocasinan'ı kendine bir çıkış noktası görüyor.
Ama Önder Narin'in hakkı Önder Narin'e.
Adam milletvekilliği, belediye başkanlığı derken yarım ev parası yedi.
Yarım ev parası da meclis üyelerine harcattı.
Bu kadar çabaya, beklentim yüzde 10-13 arası bir oy.
Fazlasını alırsa şaşırır mıyım?
Şaşırırım.
Ama onun adına da sevinirim.
CHP için ne söylenir bilmem.
Tevellüdümün yettiği kadarıyla diyeyim, tarihinin en berbat seçim dönemini geçiriyor.
En rezil seçim kampanyasını yürütüyor.
Keşke aday çıkartmak yerine, toksik ortağı İYİ Parti'yi destekleseydi.
Tabanında bulunan yüzde 15-20 oyla belki Kocasinan için seçimin rüzgarını değiştirebilirdi.
İYİ Parti için de söylenecek çok bir şey yok.
Geçmişten tanıdığım, şahsiyeti güzel ama dili henüz siyasete tam kayamayan, sahada büyük mücadeleler veren Yurder Şahin'in İYİ bir şey yapacağını maalesef düşünmüyorum. İlk seçim tecrübesi, İYİ Parti'nin Kocasinan'da pek karşılığının olmadığı fikrim vs derken..
Yüzde 15-20'ler arasında alacağı düşüncem.
Gelelim mevcuta.
Ahmet Çolakbayrakdar.
Kimsenin sevmediği iddia edilen başkan. Gerçi bunu Palancıoğlu içinde söylüyorlar, Yalçın içinde. Hatta Büyükkılıç içinde.
Yani sevilmediğini söyleyenlerin; sadece sevmeyenler olduğunu anlamak mümkün.
Kayseri'nin en iyi hizmet veren belediyeleri arasında bence Kocasinan var.
Son 3 yıla kadar Kocasinan'da yaşamış birisi olarak. Elbet eleştirdiğim noktaları olsa da..
Ak Parti'nin en iyileri arasında zirve de denilebilir.
Hani Kocasinan'dan Büyükşehir'e kolay kolay başkan gönderilmez ama. Büyükkılıç'tan sonra kim yakışır Büyükşehir'e deseler Çolakbayrakdar derim.
Yaptığı projeleri bir kenara bırakıp, yapacağı 5 yıllık projelere bir göz attığımızda bile AK Parti için çığır açtığını söyleyebiliriz.
O sunum bile, AK Parti'de başkanların level atlanmasını sağladı.
Ondan sonra Palancıoğlu bile mecburen onun izinden gitti ki, başka anlatacaklar olursa; onlarda aynı izi takip edecek.
Yani adam daha düşünürken yenilikçiliği önce partisine benimsetti.
O Şehrin kuzeyine doğru yapacağı parklar ve özel alanlar belki de Talas'ın elinden alacak bazı özelliklerini.
Dediklerini gerçekten yaparsa; hayat Talas'tan, Kocasinan'a akabilir!
Benzer ve bilindik şeyleri de söyleyerek vaktinizi de almak istemem.
Ama Kocasinan için 45-50 arasında bir oy beklentim var.
Geriye de yuvarlak hesap 3 bilemedik, 5 onu da bilemedik yüzde 7'lik bir pay kalıyor.
O 7'lik payı da okul önlerinde çocuklarla ''kime oy vereceksiniz'' diye daklaşan Saadet Partisi ve diğerleri kendi arasında pay eder gibi geliyor bana.
Kahin değilim ama, görünen köyde pek kılavuz istemeyecek gibi duruyor.
Bu yazıda burada dursun, çok değil 6 gün sonra belli olunca bir daha okuruz bu yazıyı.
Bir daha bakarız.
Ön görümüz ne kadar doğruymuş, anlarız.