Banyo yapmanın vücuttaki kir, ter, yağ ve ölü deri hücrelerini temizlemesinin yanı sıra kişiye rahatlama ve tazelenme hissi de verdiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, “Düzenli banyo yapma alışkanlığı, bakteri ve mikropların birikmesini önleyerek enfeksiyon riskini azaltır. Ek olarak kan dolaşımını artırır, stresi azaltır ve uyku kalitesini iyileştirir. Ancak banyo suyunun çok sıcak olmamasına dikkat edilmeli. Sıcak su, cildin doğal yağını azaltarak kuruluğa neden olabilir. Bu yüzden ılık su kullanmaya özen gösterilmeli” açıklamasında bulundu.
Banyo yapma sıklığına dair bilimsel araştırmalar, her bireyin ihtiyaç duyduğu aralığın farklı olduğunu gösteriyor. Banyo yapma sıklığının bireysel ihtiyaçlara, yaşam tarzına ve sağlık durumuna göre değişiklik gösterebildiğini paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, “Genel olarak haftada 2-3 kez banyo yapmak cilt sağlığını korumak için yeterli olur. Ancak fiziksel olarak aktif olan veya sıcak iklimlerde yaşayan kişiler daha sık banyo yapabilirler. Önemli olan banyo yaparken cildi koruyacak ürünler kullanmak ve banyo sonrası cildi nemlendirmek” dedi.

Banyo süresi 15 dakikayı geçmemeli
Banyoda cilt tipine uygun, sabun içermeyen ve pH dengeli temizleyiciler kullanmanın önemli olduğunu hatırlatan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, “Her gün banyo yapmak, cildin doğal yağlarını ve mikroorganizmaları yok ederek cilt bariyerini zayıflatabilir. Bu durum cildin kurumasına, kaşınmasına ve tahriş olmasına yol açabilir. Ayrıca aşırı temizlik cilt florasını bozarak zararlı bakterilerin üremesine zemin hazırlayabilir. Uzun süre banyoda kalmak da cildi kurutabilir. Bu yüzden banyo süresi 10-15 dakika ile sınırlandırılmalı. Banyodan sonra cildi nemlendirmek de çok önemli ancak kişinin cilt tipine uygun bir nemlendirici ürün seçmesi gerekir.” 

Prof. Dr. Nevrez Koylan, banyo yapma sıklığını etkileyen 4 faktörü şöyle sıraladı:

  • Yaşam tarzı ve aktivite düzeyi: Fiziksel olarak aktif olan bireyler, ter ve kir birikimini daha fazla yaşayacakları için daha sık banyo yapma ihtiyacı hissedebilirler. Sporcular, fiziksel ağırlıklı işlerde çalışanlar ve düzenli egzersiz yapan kişiler genelde günlük banyo yapmayı tercih ederler.
  • Cilt tipi: Cilt tipi, banyo yapma sıklığını belirlemede önemli bir faktördür. Kuru cilde sahip kişiler ciltlerini korumak için daha az sıklıkla banyo yapmalıdır. Aksi halde cildin doğal yağı azalacağı için kuruluk ve tahriş daha kolay oluşabilir. Yağlı ciltliler ise daha sık banyo yaparak fazla yağ birikimini kontrol altında tutabilirler.
  • İklim ve çevresel faktörler: Sıcak ve nemli iklimlerde yaşamak, terlemeyi dolayısıyla da banyo yapma ihtiyacını artırır. Soğuk ve kuru iklimlerde ise banyo sıklığı azaltılabilir, çünkü cilt daha fazla kuruma eğilimindedir.
  • Sağlık durumu ve hijyen ihtiyaçları: Bazı sağlık koşulları banyo yapma sıklığını etkileyebilir. Örneğin egzama veya sedef hastalığı gibi cilt rahatsızlıkları olan bireyler, doktorlarının önerdiği sıklıkta banyo yapmalı. Ayrıca bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler, enfeksiyon riskini azaltmak için kişisel hijyenlerine daha fazla dikkat etmeli.

 

Editör: Erhan KAN