Her boyayı boyadık, kaldı fıstığın yeşili.. Derdimiz bitti. Kaosumuz bitti de, ''Şeytan azapta gerek'' mantığıyla dert üstüne dert ekliyoruz.
Diyorlar ki; ''Kayserispor'a kayyım mı atanacak?''
O iş öyle değil de. Velev ki atanacak olsun!
Bu süreç kime yarar?
Kimin menfaatine olur?
Ben söyleyeyim Kayserispor düşmanlarının ve Kayserispor'un rakiplerinin.
Yoksa dere geçerken niye at değiştirme niyetinde olunsun?
Hoş! Ortada değişecek bir başka at da var sanki..
Gelelim esas konumuza..
Kayserispor'da sorun Kayyım atanması mı, yoksa Kayserispor'a yapılmak istenen sabote mi?
Neden hiç kimse, ''Denetim kurulunun görevi denetlemek değil mi bu neyin istifası?'' demiyor.
''Denetim kurulu asil ve yedeklerle neden toplu istifa etmeye kalkıyor?'' diye sormuyor.
Denetim Kurulu Başkanı Rıfat Pehlivanoğlu'nun, Başkan Ali Çamlı ve bazı yöneticilerin istifa etmesinin ardından, ''Getirin şu defterleri. Denetleyeceğiz!'' demiyor da, niye istifa ediyor.
Kafam da deli sorular sıralanıyor.
Denetim kurulu asil ve yedek üyeleri neden başkanla birlikte istifa ediyor ki?
Onların görevi denetlemek değil mi?
Başkanla birlikte hareket eden bir denetim kurulu, nasıl başkanı denetleyebilecekti ki?
Yanlışını nasıl ortaya çıkartacaktı?
Şu mu yani, başkan ne yaparsa yapsın ibra mı olacaktı?
O zaman Kayserispor'da ne olursa olsun, hasır altı edilecekti sonucu çıkmıyor mu?
Sorarım bu şehrin spor kamuoyuna..
Denetim kurulunun toplu istifası etik mi?
O denetim kurulu bu şehrin takımına mı, yoksa bir kişiye mi hizmet için gelmişti?
Denetim kurulu o görevi denetlemek için mi, aklamak için mi kullanacaktı?
Ali Çamlı, sportif başarısızlıktan kendi rızasıyla istifa edip gitmedi mi?
Denetim kurulu ne için gitti?
İstifa ederek neyi hedefledi?
2 Avukat 1 muhasebecinin denetlemek için geldiği kulübü yüz üstü bırakmak, gerçekten bir bana mı garip geliyor?
Bu şehrin siyasetçisi, yargısı, taraftarı ''Siz hayırdır'' diye neden demedi ve hala da demiyor?
Bu durumun organize bir hareket olmadığını, şehrin ve takımın menfaatlerine göre değil de, kişisel hesaplara göre yön verilmediğine kim ikna edecek beni?
İyi ki, Nurettin Açıkalın'ın yerinde değilim ben!
Onun yerinde olsam, tüm denetim kurulu üyeleri hakkında Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunurdum.
Ve toplar tüm medyayı bir basın açıklaması yapardım.
Sıralardım sorularımı bir bir..
Başkan gitti de, denetim kurulu sen niye gittin?
Organize bir oluşum ise Kayserispor'a karşı art niyetlisin. Yok organize bir hareket değilse nasıl toplu istifa ettin?
O göreve takıma yönetimi denetlemek için mi geldin, yoksa görevli mi atandın?
Sizleri Ali Çamlı özel olarak mı getirdi? ''Sen benim adamımsın benim hukuksuzluklarıma göz yum' mu dedi ki istifa ettin?'' derdim.
Sonra da patlatırdım bombayı, ''Demek ki o yönetim de ne olursa olsun, sen ibra edecektin''
Gelelim, şimdilerde konuşulan Kayyım konusuna..
Kayserispor'a kayyım atanacakmış.
Kayyımın başına da Denetim kurulundan istifa eden Rıfat Pehlivan'ın geçeceği söyleniyor.
Kayyım atanma durumu o anlatıldığı şekilde değil ama!
Öyle bile olsa küme düşme riskine rağmen, takımın kaosa sürüklenmesi pahasına istifa eden Rıfat Pehlivan'ı kimse bu kulübe kayyım atamaz!
Kayyım da, ''Aaaa! Kayserispor'da denetim kurulu düşmüş, hadi gidelim de kulübü devralalım'' demez. Diyemez.
Mantık var, akıl var, işleyiş var.